İstemsiz İdrar Kaçırma (Stres İnkontinans)

İdrar Kaçırma

Dr. Öğr. Üyesi Ayşe KONAÇ

İstemsiz İdrar Kaçırma (Stres İnkontinans)

İdrar kaçırma, genellikle ilerleyen yaşla birlikte ortaya çıkan ve kadınlar için sıkıntılı bir durumdur. Ancak genç kadınlarda da çeşitli sebeplerle, özellikle idrar torbasının (mesane) sarkması gibi durumlarda idrar kaçırma yaşanabilir.

İnkontinans, istemsiz idrar kaçırma anlamına gelir ve birçok faktörden kaynaklanabilir. İdrar torbası enfeksiyonları, mesane taşı, mesane tümörleri ve cerrahi operasyonlar sonrası fistül oluşumu gibi sebepler inkontinansa yol açabilir.

Gerçek Stres İnkontinans

Gerçek Stres İnkontinans, mesane ve üretra arasındaki normal anatomik açının kaybolması sonucunda ortaya çıkar. Bu durumda, mesane içi basınç, üretra içi basıncı aşarak istemsiz idrar kaçışına neden olur. Stres inkontinans, tüm inkontinans vakalarının büyük bir kısmından sorumludur ve sıklıkla zor vajinal doğumlarla ilişkilidir. Hastalar genellikle öksürme, hapşırma veya gülme gibi aktiviteler sırasında idrar kaçırma yaşarlar.

Detrussor İnstabilitesi

İstemsiz mesane kasılmaları, iltihap, tümörler veya estrojen eksikliğinden kaynaklanabilir ve genellikle duyusal sıkışma inkontinansına yol açar. Bu durumda hastalar ani idrar kaçırma hissi yaşayabilirler. Detrussor instabilitesi, istirahat halinde veya idrar yapma hissi olduğunda idrar kaçırma ile kendini gösterir.

Tedavi Yöntemleri

İnkontinansın nedenine bağlı olarak medikal veya cerrahi tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Cerrahi tedaviler arasında karından veya vajinal yoldan yapılan operasyonlar, başarı oranları yüksek olan tedavi seçenekleridir.

Ameliyat öncesi detaylı bir muayene ve tetkikler yapılmalıdır. Jinekologlar, hastanın durumuna uygun tedavi planını belirlerler. Ameliyat sonrası dikkatli bir iyileşme süreci ve doktorun önerdiği kontroller önemlidir.

Bu tür durumlarla karşılaşan kadınlar, uygun tedavi seçeneklerini değerlendirmek ve sağlık uzmanlarından destek almak için zaman kaybetmeden harekete geçmelidirler.

Geçici Kızlık Zarı Dikimi / Kalıcı Kızlık Zarı Dikimi Hakkında Daha Fazla Bilgi İçin 
www.vagenestetigi.com
Okumuş Olduğunuz Yazı Bilgilendirme Amaçlıdır.
Sitemizde bulunan 0533 136 39 80  – 0212 660 88 46 numaralı hatları arayarak veya WhatsApp üzerinden 
detaylı bilgi alabilirsiniz.

Daha Fazlası

Osteoporoz Nedir?

Osteoporoz Nedir?

Dr. Öğr. Üyesi Ayşe KONAÇ

Osteoporoz Nedir?

Osteoporoz, kemiklerin zayıflayıp kırılgan hale gelmesi durumunu ifade eder. Vücudumuzdaki kemikler, kasları destekler, organları korur ve aynı zamanda kalsiyum depolar. 50 yaşın üzerinde her üç kadından biri ve 50 yaş üzerindeki beş erkekten biri osteoporoz riskine sahiptir.

Osteoporozun Nedenleri

Yaş ilerledikçe, kemikler kalsiyum kaybeder ve delikli, zayıf, kolay kırılabilir hale gelir. Osteoporoz, kemiklerin iç yapısını ve kalitesini bozar, vücudun kemik çatısının zayıflamasına neden olur.

Osteoporoz, hayatın erken dönemlerinde kemik dokusunun yeterince gelişmemesi ya da ileri yaşlarda kemik kaybının hızlanması ile ortaya çıkar. 65 yaş üstündeki birçok kadın ve erkekte kalça, omurga, el bileği gibi bölgelerde kırıklar meydana gelebilir.

Osteoporozun Etkileri

Tedavi edilmediğinde osteoporoz, kemik ağrısı ve şekil bozukluklarına yol açabilir; aynı zamanda kişinin bağımlılık durumuna gelmesine ve aktif yaşamdan uzaklaşmasına neden olabilir. Osteoporoz genellikle belirti vermez. Sessizce ilerleyebilir ve en küçük travmada bile kırığa yol açabilir. Bu nedenle düzenli kontroller, kemik ölçümleri ve kan tetkikleri, hastalığın erken teşhisi için kritik öneme sahiptir.

Risk Faktörleri

Osteoporoz risk faktörleri şunlardır:

• Yaş
• Cinsiyet
• Menopoz
• Genetik faktörler
• Hormonal değişiklikler
• Düşük kalsiyum alımı
• Fiziksel aktivite eksikliği
• Alkol ve sigara tüketimi
• Uzun süreli bazı ilaç kullanımları
• Bazı hastalıklar

Tanı Yöntemleri

Osteoporozun tanısı; radyografiler, kemik yoğunluğu ölçümleri, kan ve idrar testleri gibi yöntemlerle konulur. Belirtileri arasında bel ve sırt ağrısı, boyda kısalma, omurgada kamburlaşma ve el bileği ile kalça kırıkları sayılabilir.

Osteoporoz Tedavisi

Osteoporoz tedavisinde yaşam tarzı değişiklikleri, egzersiz, dengeli beslenme ve çeşitli ilaçlar kullanılır. Östrojen ve progesteron gibi hormonlar, kalsiyum ve D vitamini takviyeleri, bifosfonatlar, parathormon ve seçici östrojen reseptör modülatörleri gibi ilaçlar tedavi sürecinde yer alır.

Osteoporozun Önlenmesi

Osteoporozu önlemek için şu adımlara dikkat etmek önemlidir:

• Düzenli egzersiz yapmak
• Dengeli bir beslenme uygulamak
• Kalsiyum ve D vitamini alımına özen göstermek
• Sigara ve alkol tüketiminden kaçınmak
• Evde düşmelere karşı önlemler almak

Daha Fazla Bilgi İçin 
www.drayse.com
Okumuş Olduğunuz Yazı Bilgilendirme Amaçlıdır.
Sitemizde bulunan 0533 136 39 80  – 0212 660 88 46 numaralı hatları arayarak veya WhatsApp üzerinden 
detaylı bilgi alabilirsiniz.

Daha Fazlası